15 Mayıs 2012 Salı

Yeşil Ekonominin Ev Hali

Çocukken küçük ellerimi dua etmek üzere açıp, "hiç evim olmasın hep gezeyim ben" diye bir şeyler söylediğimi hatırlıyorum. Yanlış mı anlaşıldım ya da içimden geçen aynı şehrin içinde gezip durmak mıydı bilmiyorum ama İstanbul'daki 12. evime taşınmak üzere hazırlıklara başladım hem de biliyorum bu 12. ev de sonuncu değil. İçimdeki gezgine inat yerleşme meraklısı biri de yaşıyor, yerleşirken de  daha 4 ay önce taşındığım eve çilek dikiyorum, biber dikiyorum. Ev içi yeşil ekonomi beni mutlu ediyor, kompost denemelerim evi berbat kokutuyor. (beceremediğimden).Ve yine taşınıyorum domatesler ketuma emanet. Bu taşınmalar arasında yeşeren (gerçek anlamıyla) bitkilerle vedalaşmak zaruri ve zor olduğundan yeni bir yöntem geldi aklıma. Yerleşmeyle çatışan gönlüme de yeni bir yara :). Umuma şayi ve müşterek bulduğum yerlere, tıpkı  Moda sahildeki çicekçiler gibi biber dikersem eğer vedaya gerek kalmaz. Alenen kendime açtığım bu savaş sürecek, buradan da içimize selam olsun . :D

1 yorum:

evren dedi ki...

yasasin gerilla bahcecilik :)) bir de kendimize savas acmayalim nutfen!