"Küçük ölçekli müdahale" (KÖM) ile ifade edilmeye çalışılan aslında nicelikselden çok niteliksel bir müdahale. Büyük ölçekli ve çoğu zaman yönetimin ya da yargının müdahil olduğu durumlar, bir bölgeyle ilgili sorun tespit edip o sorunu öncelikle tamamen yok edip sonra yeni bir durumun inşasıyla meydana gelirler. Mevcut durumuyla işler, iyi durumda ya da sorunlu olsun herhangi bir kamusal mekana dair üretilen projeler genellikle o mekanı öncelikle yıkıp sonra yeni bir planlamayla meydana getirilirler. Bu müdahale biçimi bu tür baştan yıkıp üretmeleri içermez. KÖM, mevcut durumu sorun ve potansiyelleriyle değerlendirip, bu duruma eklenebilecek, çıkarılabilecek, soru sorabilecek, çözüm üretebilecek, söz söyleyebilecek ya da sonucunda hiçbir şey olmasa dahi kaygıları ve bu kaygılara yakın projeleri içerir.
KÖM mimari bir müdahale olmak zorunda ya da durumunda değildir. Kamusal mekan nasıl her disiplini ilgilendiren bir tanımsa, kamusal mekana yapılan ve yapılacak olan her türlü müdahale bir çok farklı disiplinin, disiplinler ötesinin birlikteliğinin ürünü olabilir. KÖM’ün dünyada sivil inisiyatiflerin ortaya koyacağı bir söylemin ya da ihtiyacın karşılığı olarak kamusal mekanda örnekleri, tezahürleri vardır. Türkiye’de ise KÖM ile tariflenen durumdan çok kişisel çıkar ya da tahakküm altına almak amacıyla kamusal mekana müdahaleden söz etmek mümkün. Bu duruma örnek olarak, hemen her dükkanın açık alanı kendi mülkiyeti gibi kullanması, boş arazilerin otoparklaştırılması, sokak satıcıları verilebilir. KÖM kamusal mekanı tahakküm altına almaktan çok, kamusal mekanı sahiplenmekle ilgili.
KÖM aynı zamanda bir deneme süreci. Kente yapılan hemen her türlü müdahale bir tür kuşatma biçiminde gerçekleşir. İstanbul gibi yüksek oranlarda göç alan kentlerde kamusal mekanların ya da kamusal mekanın görsel uzamlarının hızlı bir biçimde dönüşümünü bir kuşatma olarak nitelemek mümkün. Bu kuşatmalar kuşatan ve kuşatılan olarak ayrımları beraberinde getirmez, çünkü kuşatmalar içsel ve muğlak bir sürecin sonucu.
Kırsaldan göçenin, kentin özgürleştirici potansiyeline adapte oluş sürecinde bulduğu boşluklardan faydalanma çabasıyla kent boşluklarını işgali, hatta bazen bu boşluklarda hak iddia etmeye başlaması sonucu kentli de karşı direnç olarak kentiyle ilgili bir tutuculuk potansiyeli barındırmaya başladı (XX Demirkan, 1996). Bu tutuculuk kentlinin müdahil olması gereken durumlar karşısındaki sessizliğinin nedenlerinden biri olarak da nitelenebilir. KÖM kentlinin müdahil olmasını, kamusal mekana yapılan herhangi bir kuşatma karşısında ya da dahilinde söz söylemesini ya da kamusal mekanda eksikliğini hissettiği bir müdahaleyi kendi
inisiyatifini kullanarak üretmeyi öneren bir müdahale biçimi. Gelecek düşleriyle yeniden üretmelere ve mevcuda karşı her zaman muhalif söz söylemeye eğilimli yönetimler, günümüz kentlerinde hızlı ve tek elden üretilmiş dönüşüm projelerinin de en önemli nedenleri. KÖM ise bu hızlı ve yok edip üretmenin yerine eklemlenerek kentlinin kendi dinamiğiyle üretimini destekler.
Piano stairs - Rolighetsteorin.se - The fun theory from camiseta emprestada on Vimeo.